Egenin hikayesine girildi sonunda . Yapayalnız bırakılmak çok koyuyor be izlerken çok üzüldüm Egenin telaşı , elinin titremesi... Ege ve Zeyno birbirlerine çok iyi gelecek bu çift kesinlikle olmalı.
he valla bende cemreye gerçekleri bildiği halde aynı arkadaş ortamıyla bir olup zorbalık yapmalarına kalbimi bıraktım çok iyi biri gerçekten kıyamam pamuk gibi bi kanadı eksik
4:09 Bir yandan etrafı toplarken Zeyno duymasın diye koşarak gelip kapatmaya çalışırken elinin titremesi oy Egem ya mutlu olmayı en çok sen hak ediyorsun 💙
@hiraeth Çevresindeki herkes sahte evet ama Ege'nin düzelmeyi istemesi gerekiyor bazen çevren nekadar kötü veya sahte olursa olsun davranışlarını veya hislerini yada eylemlerini sen belirler ve gerçekleştirirsin
@elif yaren Sanmıyorum Zeyno ona karşı iyi davranmışken hem aşure sahnesinde hemde benimkisi varoş yalnızlığı değil derken şahsen okadar itici geldiki bana herne yaşamış olursa yaptıkları aşırı itici bence bakın kötülemiyorum yaptıklarının itici ve zorbalık olduğunu söylüyorum.
@Рома Пуп çağrı da pek sevgi görmemiş aslında. babası her şeyde çağrı'yı suçluyor, annesi çağrı'nın fıstık alerjisi olduğunu bile bilmiyor. ailesi hem ayrı hem de ilgisiz bence.
Egeyi ilk defa böyle görüyoruz ve bu hali ben çok üzdü. Aslında tek istediği biraz sevilmekti ailesi yok arkadaşları desen gerçek arkadaşları değil çok yalnız aslında.
- Okul Bahçesi - Yağmurlu bir Kasım günü, Cebimde ıslanmış bir mektup, Zar zor toparlamışım kendimi, Sol yanım alev, alev, Seni bekliyorum okul bahçesinde, İçimde deli bir cesaretle, Hayatım boyunca unutamayacağım O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor, Merdivenlerde bir koşuşturmaca, Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun bahçesine, Bilinmez bir korku kaplıyor içimi, Ve sedyede görüyorum seni rengin soluk bembeyaz, bir melek gibi, Koşuyorum hiç durmak sızın boş sokaklarda yağmura karışan göz yaşlarımla, mezarlıkta alıyorum soluğu Annemin başucunda, Bir yandan dua ediyorum, bir yandan kendime, kaderime kızı yorum, ben sevdiğim için mi ölüyor insanlar önce Annem şimdi sen, Sevmem bir daha kimseyi, Mezarlıkta biraz ağladıktan sonra eve gidiyorum, dua ediyorum sabaha dek, Ve ertesi sabah okulda alıyorum acı haberi küçük kalbin hayata dayanamayıp durmuş kalp krizi geçirmiş sin ve melek olmuşsun. Şimdi yıllar geçti hala aynı mahalledeyim, evlendim çocuklarım oldu, hatta kızım bizim okulda okuyor o bahçede geziyor, seni son gördüğüm yerde, Annemi her ziyaretimde, senin yanında uğruyorum, her seferinde iki gülle gidiyorum mezara, biri sana biri Anneme iki beyaz gül, hayatıma giren iki meleğe. Birde o mektup var senden kalan, Sana vermek için beklediğim o ıslak mektup hala saklıyorum onu, Merak ediyorsundur ne yazıyor diye, Şöyle başlıyor; Bunları yazı yorum çünkü seninle konuşacak cesaretim yok, sana saçma gelebilir ama öyle işte, Annemi kaybettikten sonra fazla çevrem olmadı yalnız gezdim hep, sessiz yalnız bir çocuk oldum , bu yüzden okulda deli diyende oldu bir sürü şey zırvalayanda oldu, ama sen, sen başkaydın benim için, Annemin gülüşleri vardı sende, belki bu yüzden farklıydın, seni her gördüğümde boğazım düğümleniyor konuşamıyordum bu yüzden bu mektubu yazma kararı aldım bilmiyorum cesaret bulup da vere bilir miyim sana, ha birde ricam var senden tek sen okursan sevinirim, sana olan hislerime karşılık vermesen bile aşkıma saygı duymanı isterim... Sen hatırlar mısın bilmiyorum ama, benim hiç unutamadığım bir gün var. Hani okul gezisine çıkmıştık ya, sıcak bir haziran günüydü, okulların kapanmasına sayılı günler kala, hayatımda ilk defa uzun bir yolculuğa çıkacaktım çok korkuyordum. Cam kenarında oturuyordum, korkularım epilepsi nöbetlerimi tetiklemişti, kriz geçiriyordum ve sen yaklaştın o an, gözlerinden süzülen bir iki damla yaşa inat, güçlü gözüküyordun. Elini saçlarıma atıp kulağıma fısıldadın " ölmek için çok küçüksün lütfen yaşa" dedin . Boynuma , yüzüme kolonya sürüyordun. Öğretmenler dahi panik olmuşken, sen o minicik kalbinle, minnacık ellerimle bana şifa olmuştun. O gün aşık olmuştum sana, evet sana aşığım...... Yazıyordu o mektupta, bak ben hâlâ yaşıyorum, bak hâlâ ölmedim. O gün, o minik ellerini tutup sana şifa olamadım, " ölmek için çok küçüksün" diyemedim. Sanki sen doğa üstü güçlere sahiptin, sanki orada bütün gücünü bana verip beni hayata döndürdün, sanki bu yüzden, benim yüzümden yorgun düştün... Sen, sen öldün. Maalesef ben hâlâ yaşıyorum... ( Cem BOSTAN - Sana Adanmış Şiirler ) #sinem
Hikayeyi akışına bıraksalar zaten EgZey olur sırf zeycağcılar çoğunluk olduğu için hikayeyi bozarlarsa çok yazık ederler umarım öyle bir hata yapmazlar.
EgZeyin ilgimi çekmesinin bir sebebi birinci bölümden itibaren yavaşça gelişmesi hislerin daha doğal olması ve bu hislerin bana geçmesi . Çağrı 5 bölümdür gözünün önündeki kıza hiçbir şey beslemeyip sıfır etkileşimde olup Zeynoyu kırmızı elbise içinde görünce birden sevdi ya bu kadar hızlı ve basit mi bu duygu sırf sosyal medyada şizo fanlar istiyor diye de bu kadar mantıksız bir çift olamazdı yani.
Ege resmen evde kalsın diye çırpınıyor ama kimsenin ona acımasını istemediği için ve gururuna yediremediği için biraz daha kal çok yalnızım annem babam beni terk etti gibi şeyler söyleyemiyor ve ağlamamak için öfkesine sığınarak zeynoya varoş falan diyor
Asıl üçgen Ege , Zeyno , Ali arasında. Çağrının Zeynoya platonik hisleri olacak bir yerden sonra unutacak yoluna bakacak yani hikayenin gidişatına göre böyle gibi geliyor umarım senarist sosyal medyası çok diye sırf şizo fanlara uyup hikayeyi mahvetmez.
Yaa dizinin başından beli egeyi seviyodum şimdi daha çok sevdim ..aaa ne çağriymiş ya sanki onun hiç suçu yok gibi sanki oda çok masum da en azından onu seven babası ve annesi var ya aslında çağrıyı seviyordum dizinin başlarında ama artık yani ne biliyim soğudum çocuktan (bence)