Слушая его голос всё внутри переворачивается как же нам не хватает тебя наш любимый актёр мы очень тебя любим приносим свои соболезнования близким и родным
Yıllar geçsede her zaman dönücemiz yer burası ezelinde dediği gibi içimde kini atamıyorum attım desem de öldü desekte kötü olduğunu bilsekte eksik parçayı hiç bir zaman tamamlayamıyoruz
I am not good in Turkish, but I watched EZEL before, this actor has a unique personality, his voice tone touches the feelings, he is effective in reading tales and poem ... Allah'ın rahmeti
KADROLU YALNIZLAR İÇİN unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız dualarınız var mı ya duvarlarınız gidenleriniz çekip gidenleriniz oldu mu sizin hiç beklemeden bir şey söylemeden elinizde kalan gidişleri soruyorum yüreğinizde ki bitişleri kimin hayali kaldı gözlerinizde o kalp o yarayı kimden aldı aşkı en son kime hapsettiniz ya da kime terkettiniz aşkı siz siz birinin sonu oldunuz mu hiç ya da bir şiire konu oldunuz mu yoksa siz hep terk mi edildiniz unutmayı kim öğretti size söyleyin ihaneti kim ezberletti artık sevmesenizde hala rüyalarınızda gördükleriniz var mı sizin söyleyin bilmem hangi sokakta ve banklar üstünde kimin ismini yana yana karaladınız bir kenara ya da unutulduğunuz o caddede ve yine yağmur altında kimi buruşturup attınız bir tarafa söyleyin yıllar sonra döndükleriniz oldu mu sizin yollar aldıklarını geri verdi mi peki değer miydi bir hiç için söyleyin yalnızlığı size kilitlediklerinden beri artık geceler hiç bitmiyor değil mi şimdi her sabah uyandığınızda yanınızda olmayan o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi biteceğini bile bile başladığınız aşkları soruyorum ben demiştim dediğiniz o anları hep yanındayım diyenlerin yokluğunda ve yüzlerce ölü varken yüzünüzde ne yapacağınızı bilmeden dolaştınız mı sokaklarda söyleyin iyi ki yapmışım dediğiniz hatalarınız var mı bu hayatta onu hatırlarım diye dinlemediğiniz şarkılar yine ağlarım diye izleyemediğiniz filmler kafanızın karıştığı durumları soruyorum okuyup okuyup anlamadığınız kitapları gözlerinizin boşluğa daldığı anları uzaklara hani çok uzaklara başınızı bir omuza yaslamayalı çok oldu değil mi ya da kalkıp gitmeyeli birinden bir kalp yangınından arta kalan duygularınızla siz gitmek istediniz mi hiç iyi niyetinizi kaybettiğiniz anları soruyorum kara kaplıya kaydettiklerinizi sizi kandırdığını zannedenlere inanmış gibi yapıp belki bir gün düzelir diye sabrettiniz mi hiç ama bazılarının büyüdüklerini hiç göremediniz değil mi hatıralar baş ucunuzda nöbet tuttu hep çünkü o sizi hep unuttu unuttu değil mi hani bazen bir sigara yakıp bir şarkı açarsın ve susarsın hani o şarkı senin söylemek istediklerini söyler ya hani işte anlaşılmak tam da böyle bir şey değil mi bilirim hala kokladığınız elbiseler vardır elbet ya da unutabilmek için hiç gitmediğiniz yerler söyleyin birine kendine iyi bak dediniz mi hiç hoşçakal diyebildiniz mi kendine iyi bakabildi mi peki hoşçakalabildi mi her yeni aşkta hep aynı ezberi yaşıyorsunuz değil mi söyleyin en başa dönüp te yeniden yaşanmak isteyen hayat mıdır peki yaşadıklarını inkar eden adam mıdır adam mıdır söyleyin içinizde öldürdükleriniz oldu mu sizin tarihe gömdükleriniz inkar etmeyin kalbiniz mezarlık gibi değil mi ve bu mezarlıkta artık bir ölü için dahi boş yer yok değil mi lafı ağzınızdan alan şarkılarınız mı sizin hayallerinizi erteleyip masadan kalktıklarınız yalan duymamak için soru sormadığınız kişileri soruyorum hani burda öpmüştü sizi hani şurda çiçek vermişti şimdi aynı kişi binlerce kez çoğaltıp hüzünleri size milyon kere öldürüyor değil mi göğsünüzün daraldığı anları soruyorum kalbinizin sıkıştığı söyleyin firar etti mi aklınız hiç peşin uçup gitti mi lanet olası usulca yaklaşan uğursuzluk size de uğradı mı hiç ya gözleriniz kimi görmezden geldi geçenlerde ya o denildiği zaman aklınıza kim geldi en önemlisi siz beklediniz mi hiç hiç gelmeyeceğini bile bile gözlerinizi tavana çakıp onun yattığı tarafı boş bırakıp ve resimlere bakıp bakıp kahretsin beklediniz mi hiç uyku tutmayan anlarınızı kime anlattınız en çok ve kim gerçekten anladı sizi söyleyin suç benim dediniz mi hiç kendinize suç benim kırılgan mektuplar yazardınız ya hani hani katiyen gönderememek için adresi yoktu ve kokusu ve teni sizi sizden habersizce alıp götüren o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi yüreğinizin sızladığı anları soruyorum göz bebeğinizin titrediği ne varsa birden bire koyar ya hani yıkar geçer ya herşey yıllar geçmiş olsa da üstünden ardından hala garip garip el salladıklarınız var mı sizin gitme kal dediğiniz oldu mu bu hayatta ya kimin imzası var gülücüklerinizin altında hıçkıra hıçkıra ağladığınız anları soruyorum artık uyku uyutulduğunuzu anladığınızdan beri hiç hiç değil mi hiç sevmemiş gibi yaptınız ya hani hani kaybetmemek için ne oldu peki söyleyin (ben söyleyeyim) yine o şarkıyla gözleriniz doldu aptal aptal yani böyle her gece konuştuğunuz insanla konuşamayıp çektiğiniz resimleri ona gönderememek garip oluyor değil mi uyanamam diye uyumadığınız geceleriniz var mı sizin hani gözleriniz yine o imkansız resme bakarken mezarlıklara bıraktığınız duvakları soruyorum durupta inmediğiniz durakları hayalini kurduğunuz dudakları yani tuzakları yani elini her gün biraz daha bıraktıklarınızı soruyorum hesaplarken gidişlerle bitişleri artık durulur gibi değil değil mi yani siz zorundayım zorundasın derken bir yolun sonuna geldiniz mi hiç İnsanlık bende kalsın dediğinizde İnsanlık sizde kaldımı hiç söyleyin hani gözlerine bakardınız ya en çok hani derin bir uçuruma bakar gibi ben gitmem diye hep söz veren o insandan artık nefret ediyorsunuz değil mi siz dinleyerek eskittiğiniz ve hep yarım kalan hayallerinizin üstüne yemin etmediniz mi bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim diye hani o sahile gitmeyecektiniz bir daha hani o yolda bir daha yürümeyecektiniz oysa siz dua ederken hep ondan önce ölmeyi dilerdiniz avuç içinizin hiç kapanmadığı anlarınız oldu mu bu hayatta aşkı temiz tutmak isterken kirlendiğinizi hissettiniz mi acaba şimdi ne yapıyor dediklerinizden nefret ettiniz mi hiç söyleyin son pişmanlığın işe yaradığını gören var mı aramızda ve hiç af etmeyeceğiniz insanlar var mı benim var #TurgutSakin .
Saat on ikiyi beş geçiyordu. Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm; Masum, yalınayak çocukluğum; Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim, Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına, Düş bahçelerim yağmalanıyordu, Her kes payına düşeni alıp giderken. Bütün kimsesizliğimle, Bütün çaresizliğimle, Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda; Üşüyordum,
Büyüksün be usta... Dinlerken kendimde o kadar çok şey buluyorum ki ,kaybettiklerimiz ,değerlerimiz, sevdiklerimiz. Umudunu kaybetmeyenlere selam olsun
Ağzına yüreğine sağlık büyük üstad ruhun şad olsun, hala dinleyenler varsa beğen tekrar geleceğim dinlemeye diye yazmama gerek yok her gece bi doz alıyorum zaten..
Ustam! Aklım firarda. Gözbebeklerimde müebbet hüzün, Dilimde ay kesiği bir yara, Düşüm kırık dökük, Umudumun boynu bükük, Bir öksüzün omuzlarında sükût. Yüreğim sana emanet ustam sıkı tut. Tut ki kancık pusulara düşmesin. Bir hain kurşunu gelip deşmesin. Ustam, Ustam ne zaman o senin bildiğin zaman, Ne sevda gördüğün masallardaki. Eskiden, Halı tezgâhında dokunurdu aşklar, Nakış nakış, körpe kız ellerinde. Mendillere yazılırdı isimler, Yüreklere kazılırdı gizlice. Sevdalılar asil ve de yürekli Sevdalar, kavgalar iki kişilik. Oysa şimdi Oysa şimdi çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde. Meşru sevdalardan, Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara, O günahkâr gecelerden. Ustam, Ustam beni herkes sevdaya asi sanır, Oysa aşk, beni nerde görse tanır, Hasret tanır, Zulüm tanır, Ölüm tanır, Yüzüm yüzümden utanır ustam, Yüzüm yüzümden utanır. Yorgunum ustam yorgunum Ne katıksız somun isterim senden, Ne bir tas su, Ne taş yastıkta bir gece uykusu. Var gücünle asıl şimdi sükûnetime, Çığlığım kopsun, Uzat ellerini güneşe dokun, Uyandır uykusundan, Tut yüreğimden ustam tut, Tut beni, sür güne... Güne sür ustam Sür güne...
Kendini seversin ama insanlar seni sana bırakmaz kendini kaybedersin 😔kendin olduhun günler gelir aklına sevgi dolu neşeli halinin yerini sinir alır kendini kaybetmiş olursun ne mutlu kendini kaybetmeyenlere kendini kaybedenlerde dinleyebilirmi😔
"Ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi, bize cenneti öyle cehennem ediyorsun. Etme." Her dinlediğimde yeniden mest ediyor beni. Bu kadar anlamlı bir şiirde bu kadar anlamsız birini anımsamam da ayrı bir hüzün.
Bize Ramiz Dayı yı kazandırdığı için. Ezel dizisi yapımcılarına çok çok teşekkür ediyorum. Allahım sizden razı olsun. Böyle bir dizi bir kez daha gelmez bu dünyaya.
Жаль, что перевода не знаем, да турецкого.. Мы полюбили его за его очень талантливые работы в сериалах.. Говорят, он ещё был вполне талантливым поэтом. Надеюсь, услышат наши желания о нём узнать побольше и постараются возникнуть не этом канале с высказываниями об этом актёре.... Заранее спасибо!!
Dayı çok sevdim be koşulsuz , karşılıksız elimden gelen herşeyi yaptım . Ama yinede sevemedi. Zerre umurunda değilim ama yinede ben unutamıyorum. Denedim olmadı. Ben her gün onun fotoğraflarıyla yatıp kalkmanın acısını her gün yaşarken onun hiçbir şey yapmaması zoruma gidiyor. Tut yüreğimden ustam.
Menyra si e interpreton dhe zeri qe buron nga thellsia e shpirtit Te fute nje te dridhur nga kembet deri ne majet e flokve pastaj te kalojn gjitha vuajtjet e jetes para syve respekt per kete njeri te madh
Ahmet Ceylan Keşke sadece onları kaybetsem be kardeşim. Onlarla beraber umudumu hayallerimi geleceğimi bugünümü, hatta dünyanın güzel olduğuna dair son feryadımı da kaybettim. Saflığım gitti masumluğum gitti kimseye bir kötülük yapacağımdan değil kendimi kapatacağımdandır bu. Yazık oldu bir çok şeye 😒
Bizim gibi insanlar bu nesil içinde kaybolup gidiyoruz şairler olarak zamanımız darkenken vakit kısa iken bir kaç yüreğe dokuna billiyoruz hayatın içinde sessizce yaşayan birileriyiz
Senin gibi 'ADAM' ların olduğu bir dünyada ve dönemde yasamayı ne çok isterdim.. Ah bee, insanlar ve insanlık ne zaman bu hale gelmiş. Mekanın cennet olsun Babam'm