Bir matematikçi olarak yıllardır sinir olduğum bu saçmalığa el attığınız için teşekkür ederim. Sırf bu hurafeler yüzünden altın oranı lise müfredatına bile soktular.
yaptığınız işi üstlendiğiniz görevi çok değerli buluyorum mert bey hepimizin düşlerinde bilimin ve sanatın hakim olduğu bir dünya var umarım bu gerçekleşir ve daha güzel günler görürüz
videonuz gerçekten çok doyurucuydu, üstelik sayesinde pozitif bir önermenin bilimsel olarak nasıl kanıtlanması gerektiğini de öğrenmiş oldum. yalnız kafama bir sorun takıldı: bildiğiniz gibi insan içgüdüsel olarak eş seçiminde her zaman "güzellik" adını verdiğimiz bir orantılı olma halini arar. örneğin bir bölgedeki belli cinsiyetten insanların resimlerini düşük transparanda üst üste yerleştirdiğinizde o topluma göre "güzel" sayılan bir insan yüzü görüntüsü elde edersiniz. acaba 16:47deki karikatüristik resimlerin aksine gerçekten eş seçiminde en azından insan yüzü için belli bir oran veya oranlar dizisini takip ediyor muyuz? kesinlikle o oranı vermek zorunda değil, sonuçta bir mükemmellik hali olan idealar alemi de bizim görebildiğimiz bir yer değil. ama insanın daima daha iyiye ve daha güzele yönelme halinde olduğunu da biliyoruz, o yüzden bu durum kafamı epey kurcaladı.
Ortaokulda matematik öğretmenimiz anlatırdı altın oranı. Dediği şeylerin yüzde 99 u yanlışmış. Bir şeyi öğretmek için önce kendinizin öğrenmesi gerekiyor. Teşekkürler evrim ağacı
Çünkü eğitim sistemimiz sorgulama, olasılık , merak uyandirma değilde var olan iddia edilen doğruyu ezberletmek üzerine olduğu için bize de bisuru zırva öğrettiler zamanında .
Video başında "bunu seçtiniz değil mi?" diye birer dikdörtgen gösterince, Evrim Ağacı bizi böyle yönlendiren bir şey yapmaz bir iş var bunda diye düşündüm ve devamını izleyince haklı çıktığımı gördüm. Grafik tasarım eğitimi aldım ve bize de bu oranla yapıldığı iddia edilen tasarımlar gösterildi. Fakat gösterilen tasarımlarda altın oran nerede ve nasıl uygulanmış anlayamamıştım ve mantıklı gelmemişti bir türlü. Şüphelerimi haklı çıkaran Evrim Ağacı'na teşekkür ediyorum. İçim rahatladı gerçekten :)
Aydınlatıcı çalışmalarınız ve emeğiniz için size minnettarız.. Bu arada her videoda, o videonun konusu ile ilgili figür veya yazılar içeren tişörtleriniz daha videonun basinda dikkatimden kaçmıyor 😁
Çağrı abi, Türkiyede 23andme kit satışı yapılıyor mu? Açıkçası ben bir genetik test yapmak istiyorum. Bir videonuzda eşinizle yapıp sonuçları karşılaştıracağınızı söylemiştiniz. Açıkçası çok güzel olurdu.
Yok maalesef, henüz gönderim yapmıyorlar. Buradan takip edebilirsiniz: int.customercare.23andme.com/hc/en-us/articles/214806628-What-Countries-Do-You-Ship-To- O diğer testi de yaptık da kaldı sonra, sanıyoruz o firma yeniden yapılandırıldı, öyle yarıda kaldı. :/
Aslında bütün olay: "göze güzel hitap etme" Yani sanatsallık katmadan ibaret. Her yerde gözümüze soka soka abartmaları anlamsız bir durum. Güzel bir video olmuş, eline sağlık. Bir tasarımcı olarak söylüyorum yaptığım bütün logoları altın oran kullanarak yaparım, çünkü daha estetik duruyor. Spiral yerine çemberleri kullanırız çünkü aslında doğrusu o dur. Bir kısımda düzeltme yapayım, Mona Lisa gibi çalışmalarda altın oranı spiralini tersten kullanmışsınız. İnsan anatomisini çıkartırken dikey kullanırsınız ve yüzün tam ortası spirale denk gelir.
Scarlet Johanson un aslında altın orana uymadığını , yanıltılmış olduğumuzu yüzümüze vurmadığın ve hayallerimizi yıkmadığın için Teşekkürler Çağrı :D ( yüz örnekleri ile açıkladın ama yinede direk söylememiş olman güzel)
İki gözün arasındaki mesafe yaklaşık olarak 3 cm'dir. Yani tek bir gözün "en uzunluğu" kadardır. Altın oran ile probleminiz varsa yeterince şaşı değilsiniz demektir.
@Birahe dijital değil analog düşünmelisiniz. Doğadaki tüm ölçülerin irrasyonel olmadığını kim iddia edebilir? Ben derim ki, ölçüm hassaslaştıkça varlıkların niceliklerini ifade eden sayıların irrasyonel olması beklenmelidir. Bu durumda doğrudan varlıkları ilgilendiren bir oranın rasyonel değil irrasyonel olması gayet normaldir. Umarım bu kez anlatabilmişimdir.
@[ Kenan Kablan ] "Fİ sayısına ne kadar yaklaştığına bakılmalı." Sorun bu zaten, yaklaşması değil eşit olması lazım ki ALTIN oran diyebilesin. Ve hangi ölçü birimini kullanırsan kullan, irrasyonel sonuç bulmuyorsan ölçümlerde, sonucun Fİ çıkması imkansız.
@Ogi Reis "Şurası 8 cm" de diyemezsiniz. milimetre, mikrometre, nanometre diye gider... Bu derinlikte bir ölçüm yaptıktan sonra iki sayının oranının Fİ sayısına ne kadar yaklaştığına bakılmalı. Yani; oranda hassasiyet isteyen, önce ölçümde hassasiyet göstermeli! Bence Evrim Ağacı da 'altın oran müminleri'nden çok farklı bir yaklaşımda değil. Onlar türlü yarım argümanlarla 'var' diyor, EA da aynı şekilde yarım yamalak kanıtlar sunup 'yok' diyor... Çok farklı değiller bence.
@Ömer Faruk rasyonel iki sayıyı bölerek diyor. kök5 sayısı kendisi irrasyonel onu da iki sayının bölümü şeklinde yazamazsın. Tanım gereği irrasyonel sayılar a/b olarak yazılamaz. Yani örneğin ağaç kabuğunun şurası 8 cm şurası 5 cm böldüm altın oran çıktı diyemezsin. İki sayının bölümü olarak yazılamaz çünkü
Hiç anlam veremediğim konuların başında yer alan bu konu 30 yaşıma geldiğimde kafamda tam olarak netleşti. Gün gelir anlarsın derlerdi kıymetli öğretmenlerim. Haklı çıktılar ama onlar işin içinden çıkamayınca günü gelince diyip işin içinden çıkmışlardı. Nereden bileceklerdi Evrim Ağacı gibi kalitenin uçuk olduğu bir ailenin gün yüzüne çıkaracağını..
Lise yıllarım da doğanın altın orana göre hareket etmediğini hocama söylediğim için günlerce beni dersine almamıştı. Üstelik kanıtlamama rağmen. Burdan hocama selamlarımı iletiyorum.
Çok teşekkürler iyi ki varsınız. Belki bir gün astroloji için de aynısını yaparsınız. Umut taciri ruh emici ne kadar düşünce varsa açıklama getirmeniz hayatımıza değer katıyor. Gerçekten iyi ki varsınız
23'ü izledikten sonra televizyonun üzerinde duran uydu alıcısında 23.kanalın açık olması, sigara paketimin barkod sayılarının toplamının 23 olması vs. sürekli orada olan ve dikkat etmediğimiz şeyler birden ilgimizi çekince gözümüze sokuluyor gibi. Altın oran da tamamen algıda seçicilik. Arayan belasını da bulur, Mevla'sını da. Beyin işine geleni işlemek konusunda ısrarcı. Evrimin en ilginç yönde ilerlediği organ. :)
Bir tasarımcı olarak altın oranı çalışırken çok kullandım ve faydalı sonuçlar aldım. Doğadan galaksi girdaplarına kadar bu sayı bir çok yerde var. Doğadaki Bazı fotoğrafları altın oran cetveline koyarak kendim de ölçtüm. Bazıları kılı kılına oturuyor bazıları yakın duruyor. Doğada böyle bir sayı yok demek gerçeği çarpıtmak olur. Videodan parça parça bilgilerin kendi istediği şekilde düşünülmesi için yorumlandığını gördüm.
Demek istenileni anladım ancak dediğim gibi altın oranı kesin olarak phi ile tanımlarsak zaten hiç bir şey o orana mutlak surette ulaşamaz. Çağrı Bey'in dediği gibi kabul edecek olurak oranındaki virgülden sonra 1.000.000'uncu sayı bile farklı olsa o zaman altın oran olmaz. Yani altın orana benzerlik gösteren şeyler oransal olarak biraz farklı da olsa yakın olduğu için altın oran gibi düşünülebilir😺
Doğada böyle bir sayı yok demiyor. Eğer dikkatli bir şekilde dinlerseniz fark edersiniz ki kendisi de doğada böyle bir durumun var olabileceğini ama, sırf bunlar yüzünden genellemenin yanlış olduğunu; altın orana benzeyen veya yakın olan her şeyin altın oran adı altında bahsedilmemesi gerektiğini söylüyor.
Dediğinize katılıyorum bence biraz abartı olarak reddetme var. Zaten bir ondalıklı sayının virgülden sonraki bütün sayılara bakacak olursak hiçbir şey uymaz. Zaten ondalıkların bir kaç basamaktan sonrası bizim düşündüğümüden çok daha küçük hassasiyetlere ulaştığını da hatırlamaj gerekiyor. Şöyle bir örnek vereyim (yanlışım olabilir Barış Özcan'ın en sonki pi ile alakalı videosunda görmüştüm çok güzel anlatıyor bakabilirsiniz) evrenin çapından çevresini bulmak için pi'nin virgülden sonraki 14. Basamağını kullanmak bile kusursuza yakın derecede hata payı ile bize sonucu vermekte.
Her zaman ki gibi çok aydınlatıcı ve bilgilendirici bir video olmuş. Evrim ağacı çalışanlarına ve anlatıcı olarak Çağrı Bey'e tüm benliğimle teşekkür ederim.
Hurafe değil yanlış anlaşılmaları ve abartıları dile getirmişler. Doğada altın oran olduğunu video da bile itiraf ediyorlar. Burda anlatılmak istenen altın oran vardır ama doğa çeşitlilik üzerine kurulu olduğu için her canlıda bu orana rastlanmaz. Ama insan gözüne en güzel gözüken estetik bir oran olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Bu video için çok teşekkür ederiz öncelikle. İlahilik aramak için bu tarz sayılara hiçbir zaman ihtiyaç olmadığını hep anlatmaya çalışmışımdır. Kainatın ortaya çıktığı günden bugüne gözümüze kaos gibi görünen olaylar silsilesinin inanılmaz bir düzen içinde akması, insanların altın orana uymasına ihtiyaç duymadan birbirine hiç benzememesi, her çeşidinde milyonlar ayrı çeşit bulunan hayvanların her birinin ayrı ayrı çok güzel ve özel olması ancak ve ancak onların tüm ihtiyaçlarını bilen, onların vücutlarının ve cihazlarının nasıl işleyeceğini bilen ve bu bilme ile birlikte bildiklerini yapabilecek güce de sahip olan biri tarafından yapılabilir. Yani altın oran vs. bunlar öncemsiz detaylar. Her bir canlı ve cansızı ayrı ayrı çok güzel bir şekilde yapabilen bir sanatçının varlığı elbette sinenkten, güneşe kadar herşeyde okunabiliyor. Onları okuyabilmek gerek Evrim çok güzel işleyen bir kanundur(teori aşamasında). Önemli olan evrimin ne kadar harika olduğu mudur peki? Kanun kendi kendine iş yapabilir mi? Evrim tüm canlıları ayrı ayrı tanıyıp ihtiyaçlarına yetişebilir mi? tümünü birbiri ile bağlantılı hale getirebilir mi? yağlı boya ve tuval, resim yapmaz. mermer içindeki güzelliği kendi kendine ortaya çıkarmaz. Matematik ve fizik, günlük ihityaçlara kendi kendine çözüm bulmaz. O yüzden biz ressam ne kadar güzel çizmiş, heykeltıraş mermerin içindeki ne kadar güzel görmüş, ne kadar güzel bir mühendislik ile yapılmış deriz. aynen bunun gibi evrim bir kanundur. Doğanın tüm diğer kuralları gibi bir kural koyucu tarafından koyulmuştur. Ve HER AN o kuralları işleten de o kuralları koyandır.
İnsanların fantastik şeylere inanma geleneğini seviyorum. Bence bu gelenek bizim hayal gücümüzü besliyor bir bakıma. O yüzden bizim kadar zeki uzaylı yaşam formlarının gerçekliğine, altın oranın kutsallığına ve çeşitli batıl inançlara inamıştım çocukken. Artık mantık çerçevesinden bakmak zorundayım. Ancak bu bana hayatın getirdiği bir zorunluluk. Keşke hep çocuk kalabilseydim ve keşke bu tarz şeylere hep inanabilseydim...
Haftaya kendi öğrenci topluluğumuz altında ilk kez bir evrim konferansı vereceğiz liseli kardeşlerimize . Bu kanalla ilk karşılaşmam aslında alakasız bir biçimde tesla ile ilgili bir yazınızlaydı.Aşırı ve gereksiz ölçüdeki tesla hayranlığım yüzünden size gereksizce öfkelendiğimi hatırlıyorum(gerçi hayran olunmayacak biri de değil😂) Sonrasında evrimi tanıtan/işleyen videolarınızı izlemeye başlamıştım ve ne yazık ki o zamanlar evrime karşı 'kötü' bir şüpheciliğim vardı, öfkem daha da artmıştı ama sonrasında nasıl ve tam olarak ne zaman oldu bilmiyorum ama kendime şunu demiştim neden öfkeleniyorsun, karşı çıkma ve adeta yermek istiyorsun karşındaki veriyi ve veriyi sunan siteyi. onlar duygulanıyor veya agresyona giriyorlar mı hayır. çünkü bir güven duygusu içindeler. neyin güveni? bilimin,bilimsel metodoljinin, nesnel verilerin sağlamlığının verdiği güven. bunu içime almam uzun sürmüştü ama tam olarak sindirdikten sonra tam tersi şekilde bir zevk ve istek duygusu hissetmiştim bilime ve özel olarak biyolojiye karşı. Vel hasıl kelam eğer sadece 3 4 yıl içinde kendimde kendimce önemli bir değişim ve bakış farkı görüyorsam bunun en önemli faktörlerinden biri de sizsiniz Evrim ağacı . Teşekkür ederim❤️
@difuskdjnnf bu bilimin hiç bir zaman cevap veremeyeceği bir soru. Cevap verebildiği zaman ise zaten artık iman etmenin de (varlığa da, yokluğa da) bir anlamı/hükmü kalmayacak... Yani iman etmenin varlığı, bu sorduğun soruya cevap verilememesine bağlı... Dolayısıyla soruna bu kanaldan bir cevap gelebileceğini sanmıyorum...
@Düşün Biraz konunun dinle ne alakası var? bu kanalın takipçi kitlesinin bir kısmını gerçekten anlamıyorum her zaman bir şekilde din mevzusuna girebiliyorlar
Bu arada sorgulamadan nasıl altın oranının bir çok yerde olduğuna inanmışız onu gösterdiğiniz için teşekkürler. Eşimle beraber videolarınızı severek izliyoruz.
Ama sen de bir bilim adamı hassasiyetinde yaklaşıyorsun. Virgülden sonraki 6 basamak gidecek bir hassasiyette beklenirse gerçekten bir bilgisayar ortamında üretilmiş bir evrende olmamız gerekirdi herhalde :) yine de teşekkürler daha çok sanatsal yaklaşımlarda kıymeti ağır basan bir öğeyi bilimsel olarak ele aldığınız için :)
Çok güzeldi, emeğinize sağlık, 1998 yılında grafiker bir arkadaşımın Bilkent grafikteki dersinde işlediği konuyu tartışırken reklamcılıktaki kullanımını fark ettiğim sayı fi, üzerine bir deney yapma ihtiyacım oldu (30 40 kişiyle sınırlı bir denemeydi) gerçekten mükemmel fotoğraf fi ile çekilebilir mi diye, konu ve ışık yakın olan fotoğraflar içerisinde, objeye yakın fotoğraflarımı sorduğum insanlar, altın oran denemeli olanları seçse de, daha geniş açılı fotoğraflara gelince altın oran değil daha dengeli, ortalanmış fotoğrafları beğeniyorlardı. Benim çıkarımım obje yakınsa altın oran zorlamak uzaksa dengeli bir fotoğraf çekmekten yana oldu. zamanla kendimi tekrarlamaktan yorulduğum için oranı boş verip bana hoş görünen fotoğraflar ve videolar çekmeye başladım.
Bir matematikçi veya fizikçi değilim, bu yüzden yaptığın hesaplamaların çoğunu anlamıyorum. Fakat o kadar mantıklı konuşuyorsun ki, izlerken hipnotize oluyor insan. Her vidyoda yeni bir şeyler öğreniyorum. Ekibinin ve senin elinize yüreğinize sağlık.
bu konu hiçbir zaman kafama yatmamıştı. bir sayının diğerine bölünmesiyle elde edilemeyen, diğer adıyla irrasyonel bir sayının nasıl sanat alanında altın orana uygun olarak yapıldığı iddia edilen eserlerin hesaplama sonucunda kendisini verebildiği kafamı kurcalardı, doğa için de aynı şekilde, ki zaten altın oranın kendisi değildi ama yaklaşık değerler de altın oranın kendisi olmadığı için saçma gelirdi. derste hocamla göze en güzel ve estetik gelen dikdörtgeni seçmeye çalıştığımız zaman hep "altın orana uygun olmayanın" bana daha güzel gelmesinden bahsetmiyorum bile. bu konuyu açığa çıkardığın ve daha çok insanı bilgilendirdiğin için teşekkürler evrim ağacı :)
okulda matematik dersini dinlemeyi çok da sevmiyorum ama sizden dinleyince çok ilgimi çekiyo ve daha çok merak etmeye başlıyorum keşke okulda da bunlar anlatılsa
Corbusier'ın altın oran ve homojen mükemmelliği temel alan, insan doğasının ve şehirlerin bu orana uydurulmasına yönelik dizayn edilen "Geleceğin Şehri" projesinin, deneklerde yol açtığı psikolojik rahatsızlıkları (Brasilitis) göz önüne alırsak bu anlayışın "zorakiliğine" bir noktada ışık tutabiliriz.
Bence altın oran denilen dikdortgen ... İnsan gözlerinin zorlanmadan bakabildiği yaklaşık, rahatsız etmeyen bir çerçeve ... Meselâ sinemaskop film daha geniş bir resim verdiği halde şimdi kullanılmıyor ... çünkü kenarları pek bakılmıyor ... aslında iki gözümüz Belirliyor bu oranı ... kişiden kişiye .. gözlerin birbirine yakınlığı uzaklığı bu oranı değiştirdiğini düşünüyorum.. hatta tek gözle bakarsak hep kareye yaklaşilacağını sanıyorum.
Merhaba sizi severek, heyecanla ve merakla takip ediyorum. Yukarıda ki videonun sonuna doğru bitkilerin evrimsel sürecinden bahsettiniz ve bu süreç içinde yaprakların en verimli şekilde yani altın orana yakın bir şekilde dizildiğini söylediniz. Benim sorum şu olacak - bitki yaprakları ilk başta altın orana uzak ''ilkel'' verimsiz bir dizilime sahipler ve evrimsel süreç içinde yaprak dizilimleri değişecekse (altın orana yakınsanacak ise) ilk başta nasıl var oldular? Şöyle izah edeyim yada varoluşsal olarak altın orana uzaklar ise nasıl ayakta kalıp altın orana yaklaştılar? Bu süreç bitkiler için negatif bir süreç olup evrimsel olarak bitkinin yok olmasına sebep olmaz mı? Sonuçta verdiğiniz örnek üzerinden gidelim 4 yapraklı bir bitkinin yaprakları üst üste gelmesin diye süreç içinde altın orana yakınsadığından bahsettiniz. Böyle ise 4 yaprak üst üste geldiği süreçte bitki ayakta kalmayı nasıl başardı? Şayet böyle değilse ilk var olduğunda tüm bitkilerin altın orana yakın yapraklanması sadece tesadüf olarak açıklanabilir mi? Şimdiden teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim çağrı bey.
Anlattıklarınız, Jim Carrey'nin, The Number 23 filmine çok benziyor izlemeyenlere tavsiye ediyorum çok güzel bir psikolojik-gerilim filmidir. Edit: videonun sonunda filmden bahsediyormuş :D tamamen izledemeden yorum yapmıcam bundan sonra :D
Kısaca altın oran vardır doğada veya insani yapılarda bulunabilir ama kutsal bir sayı değildir çünkü aradığımız herhangi bir oranlı bir şeyi doğada rasgele bulabiliriz. ama yine de bilimin fi sayısı sayesinde birçok yeni alanda araştırmalar yapması ve insanlığı ve matematiği geliştirdiği gerçeğini değiştirmez evet fi sayısı belki kutsal değilsin ama seviliyosun
Çağrı hocam Merak ettiğim bir soru var . Çook eskilerde, "gözlüğün tarihini bilmiyorum" ondan önce gözleri bozuk olan insanlar, rüyaları net görebilirlermiydi yoksa rüyaları da normal hayatlarındaki gibi puslu bulanıkmı olurdu . Biliyorum cins bir soru ama kafama takıldı . İnşallah görürsünüz okursunuz
Eğitim sitemi zayıf ama öğretmenlerin bir müfredata göre hareket etmek zorunda. Ayrıca kalabalık ve zaman baskısı altında çalışıyorlar ama yine de ellerinden geleni yapıyor çoğu.
Lisede okulumuza bir "matematik profesörü" gelmişti. Mısır piramitlerinde altın oran olduğunu söylemek için yükseklikleri mesafeleri falan yuvarladı da yuvarladı. 1.6 ya da 1.1 gibi kiçük bir oranı bile gördüğünüz gibi altın orana çok yakın diye anlattı. Altın oranı cidden bir matematikçinin bile bu düzeyde yanlış anladığını görünce epeyi sıkıntı var diye düşünmüştüm. Bu video öylelerine iyi oldu 👌
Güzel konuya değinmişsiniz. Ve çok güzel açıklamışsınız. Altın oran konusu sinirimi bozuyordu. Haklıyım işte, diyerek bu vidyoyu paylaşacağım 😄 Teşekkürler.
Harika bir video olmuş.Yillardir macro fotoğraf çekiyorum ve çektiğim her canlıyı veya objeyi altın oranda kadraja oturtuyorum.Kafami çok karıştırdın simdi bunu değiştirerek sanki öyle değilmiş gibi düşünmeye çalışacağım:)))
hocam kanalinizda; yerde sabit duran bir cismin yere uyguladigi basinc ve bunun kelebek etkisiyle beraber aslinda ileride olusabilecek buyuk basinclara dönüşebileceği ile ilgili video var mi yoksa ceker misiniz?
fibonacci dizisinin doğada denk gelmesiyle ilgili de keşfettiğim bir algoritma var, eminim biliniyordur ama ben bilgisayarda algoritmasını çözmeye çalışırken bulmuştum. bir nesneye kendisini kopyalama komutu verdiğinizde ve bunu periyodik olarak t süre aralıklarla yaptığınızda, yeni oluşan nesneler de kendini kopyalaması koşuluyla, her t sürede bir toplam nesne sayısı 2 katına çıkar (1, 2, 4, 8, 16...). ancak ilk kopyalama işlemi için nesneyi 1t kadar fazladan (yani 2t) bekletirseniz (sadece ilk sefer için) toplam nesne sayısı fibonacci dizisi şeklinde artar. bunu doğada nasıl görürüz diye düşündüğümde, ilk aklıma olgunlaşma süresinden dolayı "nesne"nin (doğada kendini kopyalayarak çoğalan bir canlı da olabilir, bir canlının kopyalayarak ürettiği bir uzvu da olabilir, yaprak gibi) ilk t periyodunu kaçırabileceğini düşündüm. tabi fibonacci dizisini elde edebilmek için t aralıklarının da eşit olması lazım, bunu da sanırım gün döngüsüyle açıklayabiliriz. mesela yaprak örneğini ele alalım (yaprakların nasıl çoğaldıklarını bilmiyorum, yaprağın kök hücresi de olabilir bu çoğalan "nesne"), günün belli zamanlarında (güneşin en tepede olduğu saatler gibi) kendisinin kopyasını oluşturuyor, ancak "nesne" olgunlaşma süresi tamamlanmadığından ilk t periyodu kendini kopyalamadan geçiriyor ve 2. gün kendini kopyalıyor ve diğer günler 1 gün arayla devam ediyor. bu şekilde çoğalan bir canlı için fibonacci dizisini gözlemlemek gayet de olasıdır. çok da anlam yüklememek gerekir bu yüzden.
12:44 '' Eğer bir sayıyla kafayı bozarsanız onu her yerde görürsünüz. '' İzlememiş olanlara '' 23 '' filmini kesinlikle tavsiye ederim. ^^ Edit: 23:07'de videoda da film önerilmiş, çok sevindim şuan. Çok güzel video olmuş ayrıca 23 dakika sürmesi??? :)
13:40 "Ben yaptım, siz de yapın" cümlesi harika. Buraya bir fotoğraf koyup "işte, altın oran yok" diyebilirdiniz. Yıllarca altın oran şöyle, altın oran böyle dediler ama kimse getirip de ölçmedi gözümüzün önünde. Her şeyi kendiniz araştırın, mümkünse deneyimleyin ve öyle karar verin doğru ve yanlış olduğuna m Teşekkürler Evrim Ağacı 👏
Logo tasarımı yaparken müşteriyi etkilemek için altın orana uyuyormuş gibi gridler ekleyerek sunum yapardık. Uyup uymaması önemli değil, uyuyormuş gibi göstermek çok kolay.
Yani eğer altın oran olsaydı evrim olmazdı öyle mi? Çünkü evrim ortama göre uyum sağlayarak gelişir ve eğer altın oran olsaydı ortam da aynı olurdu ve evrime gerek kalmazdı. Sanırım bunu anladım. Umarım doğru anlamışımdır ya da anladığımı doğru kelimelerle anlatabilmişimdir :(
Bize π'yi 3 olarak öğrettiler ಠ︵ಠ . Teşekkürler Evrim Ağacı :) Her videodan sonra aydınlanma yaşayıp bi' kaç saniye duvarlara bakıyorum boş boş. Sorun : bunları izlmeyenler var. Düşünsenize şimdi , milyonlarca insan π'yi 3 biliyor , veya 3,14 vb. Ya da Fi'yi 6 sanıyor. Ama bu videoyu izleyen binlerce kişi aydınlandı. Teşekkürler Evrim Ağacı ve adını bilmediğim adam
okulda öğretmenler pi sayısının sonsuza kadar gittiğini söylerler zaten, sorularda sınavlarda sonsuz bir sayı kullanamayacağımız için pi’yi 3 veya 3,14 kabul ediyoruz sanırım karşılaştığınız öğretmenler söylememiş, tabi bu onların hatası söylemeleri gerekir
Felsefi açıdan bakıldığında belki de bir yaratıcı vardır ve her şeyin zaman içinde altın orana kavuşmasını dilemiştir. Hatta altın orana en yakın görünenin göze en mükemmel görünme sebebi budur belki de. Burada oran 1.619, 1.618 değil, o zaman bu zırvadır anlamı tek ve doğru çıkarım olmasa gerek ☺️
Güzel anlatım, teşekkürler. Merak ettiğim bir konu var. Bildiğimiz matematik ve bilmediğimiz matematikler ve yapay zeka hakkında çeşitli yazı ya da sohbetlere denk geldim. İyi bir okur yazar olmadığım için de kaynak veremiyorum. Konu ilgimi çekmiş ancak ingilizce bilmediğim için derinlik kazanamadım. Belki sitenizde bununla ilgili yazılmıştır. -uzundur sitenize de girmiyorum- (bu bende bir otosorguya yol açıt, yorumu düzeltmeden ekliyorum, sitenize girip bakıcam birazdan) Kısacası bu konu hakkında video isteyecektim ama utandım. Tekrar teşekkürler iyi işler yapıyorsunuz.
insanlar hep kendi düşüncesini çevreye uydurma, yansıtma çabasında, bunu buldum en doğrusu da budur diyorlar.. oysa olduğu gibi kabul etmeyi başarmak gerek.. bir şey nasıl olmuş? hemen bir tanrısal güce atfediliyor ve bazı insanlar anlamadığı, bilmediği, yapamadığı şeylerin arkasında onu gerçekleştiren bir varlık olsun istiyor.. böylesi onlar için daha anlaşılır oluyor..
Konu ile alakalı değil ama yıllarca matematik dersi gördüm, rasyonel ve irrasyonel sayıyı bu videoda öğrendim. Hiç bir matematik hocam böyle açıklayıcı anlatmamıştı. Teşekkür ederim
Abi ortaokul 6. Sınıfa gidiyorum hoca altın oran araştırma ödevi vermiş bu videodan yardım aldım çok teşekkür ediyorum ben zaten seni takip ediyordum abim bu videoyu attı çok güzel anlatıyorsun abim kafan karışır dedi anladım😁
Harika iş dostum.tabi anlayana Büyük çoğunluk herşeyi bi mucizeye bağlayıp oldu-bitti ye getirmeyi seçer yani kolay yolu. Sen zor yolu seçenlerdensin kolaylıklar...
Videolarınız için teşekkür ederim. Bluetooth ne kadar zararlı ya da zararlı mı? Buna dair bir video hazırlarsanız çok memnun olurum. Çünkü internette çelişkili bilgiler karşıma çıkıyor. Kanaat önderi olarak sizin duruma bir el atmanız gerek iyi günler 😄😄
Her varlikta aynı oran kullnılsaydı ne çeşitlilik olurdu, ne de estetik diye bir kavram. Yine de her fiziksel olguda bir ölçü, matematiksel bir formül olması yeterince ilginç zaten.
Gun gectikce bagimli oldum vidyolara :) Agziniza saglik. Benim merak etigim bir konu var. Guzellik tanimi ve algisi nedir? Nicin ve neye gore guzel ve cirkin olarak tanimliyoruz? Insanda bu algi nasil neye gore evrimlesti acaba?
Önemli bir konudan bahsetmeden geçemeyeceğim; 1.618 "bir nokta altıyüz on sekiz" diye okunmaz; "bir nokta altı bir sekiz" diye okunur. Bir başka deyişle ondalıktan sonraki rakamlar tek tek okunur. Çünkü on, yüz gibi ifadeler birer değerdir; görüntü değildir. Bu arada Türkçe'de böyle hatalar yapınca İngilizce konuşunca da aynı hatalar yapılıyor ne yazık ki.
Cim Kerri "the number 23" filmi mükemel filmdi. Altın oranı anlatırken en çokta Пифагор olayında bu film aklıma geldi. Zaten film bi insanın her hangi bi sayıya ve ya batıl inanca saplantılı biçimde inanmasının ne kadar tehlikeli boyuta gelmesine güzel şekilde konu edinmiş. Bu yüzden hiç bi isbatı olmayan absürt inanclar yerine ilime inanmak en mantıklı seçenek.
çok güzel bir video. yalnız şu konuda kafamda soru işareti var. video sonunda yakınsama meselesinde bahsettiniz aslında. eğer bir oran "anlamlı" derecede altın oran'a yakınsa bu neden altın oran olarak kabul edilmesin ki? doğası itibariyle altın oran tam sayılarla ifade edilemiyorsa zaten ölçtüğümüz herhangi bir nesne (tam sayılarla ölçtüğümüzden dolayı) altın orana mükemmelen uymayacaktır değil mi? ölçülen her nesneyi altın oran'a yakınsamak evet can sıkıcı ama elimizde "yeterince" yakınsamasından başka da bir durum yok sanırım di mi? inşallah konuyu çok yanlış anlayıp saçmalamadım 😵😱
Bugün derste hoca altın oranı anlatı bende hocaya altın oranın bir aldatmaca olduğunu söyledim hocada bana sağlam elmaların yanda çürük elmada olabildiğini söyleyerek beni küçük düşürdü ama doğru söylüyor bazen de çürük hocalar da bazen var.