Küçükken abimle fazla transformers bağımlısıydık ve ben onların evimize geleceklerini sanardım.her sabah anneme geldiler mi diye sorardım.bu 7-8 yaşına kadar sürdü.sonra hayatın gerçekleriyle karşılaştım.
Küçükken tv dizilerindeki karakterlerin ben her tv'yi actigimda oynamaya baslayip canli bir sekilde benim icin oynadiklarini kapattigimda ise dinlendiklerini saniyordum bu yüzden uzun sure dizi izleyince 1-2 dk tv'yi kapatip dinlenmelerine izin veriyordum kendimi onunde oynayan soytarinin dinlenmesine izin veren bir kral gibi hissediyordum.
Abi 2-3 tane asimile var altta takılıyorlar biz ilk 10 bindekiler olarak bence bu asimileleri takmayalım baksana gidiyorlar Yüce Erkang'a değişik bir isim kullanıyorlar bu ne ya
Nikah yüzüğünü bir çeşit Bluetoothlu alet gibi sanıyordum anneyle baba aynı yüzüğü takıyor çocuğun genleri o yüzüklerden iletilip anne karnında birleşiyor sanıyordum
küçükken itlik yapmayı severdim her otobüse bindiğimizde hani şu dur düğmesi var ya ona deli gibi basardım Dur düğmesine basınca otobüsün bir anda durmasını beklerdim çünkü insanlar aniden durunca yere kapaklanacaktı ve ön koltuktaki abinin telefonuna baka bilecektim
@EGEMERT GÜLTEKİN "Lise. ..Öğrencisiyim .12'ye Gidiyorum.Aileme Yük Olmak İstemiyorum.. TRvid'dan Harçlık Çıkartmak İstiyorum Bu Kadar İnsandan 10-15 Kişi. Bile Görüp Takib Etse Çok İyi Olur..Şimdiden .Çok .,Teşekkür .Ederim Ve Bunu, Sürekli. Belirtiyorum Samimi. ,Kalın En İyi Dostunuz Kendinizsiniz. Kendinize İyi Bakın. 🥺"
Minareyi allah sanıyordum ama gördüğüm tüm minarelerin bir tane minare olduğunu düşünüyordum ve bu yüzden allah gerçekten çok büyük ve her yerde diyordum
Yoklamayı baklava gibi bir tatlı zannediyordum. ilkokul öğretmenim "Çocuklar yoklama alıyorum" dediğinde kendi kendime, "Ya bu karıda her gün aynı şeyi söylüyor alsın da yiyelim *Mına koyayım" diye düşünüyordum hey gidi
Doğru sandığın yanlışlar Yanlış sandığım doğrularmış Çocukken oyun oynadığım topraklar Ölünce altında kalacağım karanlikmis Babamın verdiği nasihatler Yiyeceğim kazıkların haritasıymiş "Porçay" in verdiği görevler Bir neslin aklına kazınan hatıralarmiş
Porçay-Bi sonraki video 28 kelime ile enteli açıklayın Ben-doğru sandığın yanlışlar Yanlış sandığım doğrularmış Çocukken oyun oynadığım topraklar Ölünce altında kalacağım karanlıkmış Babamın verdiği nasihatler Yiyeceğim kazıkların haritasıymış “Parçay”ın verdiği görevler Bir neslin hatırına kazınan hatıralarmış
@TeknoHack entel miyim değil miyim Bu hayat dediğin bir ben değilim Entel dediğin sırtındaki tenbel miyim Yoksa parmaklıklar ardından tek haykıran ben miyim
bir tek bizim oturduğumuz sokakta camii var sanıyodum ve isin garip tarafi arkadaslarima ''AAAA bizim sokakta camii vaar'' diyodum ve arkadaslarımda hiç bişey demiyolardı
Annem ve babam yatak odasına geçince merak ediyodum gidip anneme sordum baban bana masaj yapıyo demişti ve uzun sure böyle olduğuna inandım sonra bi arkadaşım geldi...
bebegin annelerin yedigi meyvelerden olustugunu saniyordum cunku bir meyve suyu kutusunda meyvelerden olusan bi hayvan gormustum.. cok garip bir dusunce biliyorum
Küçükken ailem ben bişi yaptiğimda polisi aramakla tehdit ederdi bende beni polislerden aldiklarini sanirdim öyle değilmiş bütün yolculuğum bir yalanmiş onurum kirildi
küçüken gömülen insanalr yer altına başka bir hayat yaşıyor sanıyodum o yüzden kardeşimi ikna edip önce sen git sonra ben gelicem diyip onu toprağa gömmeye çalışmıştım ,halla yaşıyor
Bir tek ben içimden konuşabiliyorum sanıyordum. Ve bu yeteneğin bana tanrılar tarafından bahşedilidğini düşündüğüm için seçilmiş biri olduğu düşünüyordum. "Ben konuşuyorum ama kimse beni duyamıyor. Bu harika" falan diyordum. Bir gün anneme şov atmak için bu kutsal yeteneğimi göstermeye karar verdim. Yemeğe oturduğumuzda besmele çekmedim! Ve annem bana besmele çektin mi dediğinde "Evet! Çektim!" dedim. Ancak annem bana "Ha içinden mi çektin?" dediği zaman kulaklarımda "Requiem" çalmaya başladı. Elimdeki çatalı yere düşürdüm. Diz üstü kendimi yere attım ve karşıya uzun süre baktım. Her yer yavaş çekimdeydi. Müzik hariç her ses bulanıktı. Bu yetenek sadece bana bahşedilmemişti.
Çocukken ablam bana beni annemin bir türlü doguramadigini ve doğumunda hapsurunca benim hastanenin duvarına yapistigimi sonrada ablam beni duvardan çok zor bir şekilde aldigini söylemişti ve ben buna 8 yaşıma kadar inandım hala kendimi sorguluyorum
Ben de. O yüzden çocukken hz yusuf izlediğimde piramitlerin içine gizlice bırakılmış kameraların eski mısır döneminden bu yana çekim yaptığını sanardım... "nasıl olur ya >:("
küçükken babamın 6 kardeşi varmış anneleri ölmüş sonra dedem bida evlenmiş ondanda 4 kardeşleri olmuş. Bende öğrendim babaanne babanın annesi demek. dediler amcanlara gidioz orda dediler bak şu senin babaannen diye bu arada amcam üvey dedimki -babaannem ölmedimi -yok onun annesi farklı işte o zaman tüm kardeşlerin annesi farklı sanmaya başladım
Ben küçükken annemle markete gittiğimizde kırmızı mercimek gördüğümde annemden onun kısır olucağını düşündüğüm için almasını isterdim. Yaptığında da hiç sorgulamazdım ve her gördüğümde yine mercimeği gösterirdim o da yapardı şimdi hiç hatırlamıyorum neden istediğimin o olmadığını söylememe nedenimi ya da kısırın ondan yapılmadığını ne zaman öğrendiğimi
Babamın Allah olduğunu sanıyordum.Hatta bizim inancımızı test etmek için insan rolü yapıyor sanıyordum... Ha aynı zamanda baş parmağını portakal sanıyordum ve yaratıcı olduğunu düşündüğüm için ısırmaya da korkuyordum ama çok ısırasım geliyordu
Ben küçükken Almanya'da yaşayan akrabalarımız vardı. Yazın tatil için İzmir'e gelirlerdi ve onlarla tatil yapmaya giderdik yazlıklarına. Onların yanına gittiğimizde Almanyaya gidiyoruz sanardım ve döndüğümüzde mahalledeki arkadaşlarıma ben Almanyaya gittim diye anlatırdım nasıl bir yer olduğunu :(((
Küçükken dedem bana Çanakkale savaşındaki Türk askerinin Avustralya subayını taşıdığı heykelde olan yaralı askerin bizim akrabamız olduğunu söylemişti. Ortaokula kadar bunun doğru olduğunu sanıyordum.18 Martta Çanakkale savaşı ile alakalı bir kompozisyon yazıcaktık bende onu yazmıştım herkese rezil olmuştum sağol dede.
Gözlerimden ateş çıkarıp istersem birşeyleri yaka bileceğimi sanıyodum ve insanların akıllarını okuya bileceğimi sanıyodum öyle bişey yapamadığımı anladığımda oturup 1 saat ağlamıştım
Dünyada sadece 2 din var sanardım (Müslümanlık ve Hristiyanlık) ve Allah'a inanmayan herkesi Hristiyan sanıyordum hatta bir keresinde babama "Einstein bu kadar zeki ise neden Hristiyan?" demiştim
Küçükken youtuberların videoları önceden çekip yüklediğini bilmiyordum, biz izlerken çekiyorlar sanıyordum. Bu yüzden videoları tekrar izlerken "vay be biz istediğimiz zaman izleyebilelim diye tekrar tekrar çekiyorlar" diyordum. :')
Altında dükkan olan apartmanlarda oturanların evlerine nasıl gittiklerini anlamıyordum. Bir ara ciddi ciddi merdiven dayayıp çıktıklarını düşünmeye başlamıştım
Küçükken hayvanlarla konuşabildiğime ve benim düşündüklerimi anladıklarına inanırdım, bir kediye baktığım zaman bana doğru gelmesi ve bir şey söylediğimde miyavlaması enteresan geliyordu. Buna kendimi o kadar inandırmıştım ki bana havlayarak koşan bir köpeğe doğru havlayarak koşmuş ve sonra bana saldırmasına sebep olmuştum. İçimden sanırım ayıp bir şey söyledim diye geçirmiştim ve inanmaya devam etmiştim. Bunun doğru olmadığını hayvanat bahçesine gidip hünerlerimi sergileme kararı aldığımda anlamıştım, utanç vericiydi.
Küçükken, her aksiyon filmi izlediğimde yaşanan patlamaları kazaları ölümleri gerçek sanıyodum ve kendi kendime "ya bi film için bu kadar insan öldürülür mü" diye düşünüyordum.
Özellikle 80-90'larda çekilen filmlerdeki patlamalar ve aksiyon sahneleri gerçek (pratik efektler anlamında). Hatta çekimlerde set kazalarında ölmek yaygın bir durumdu.
ben küçükken insanların dışardan başka dil konuşup zihninin içinden türkçe konuşuyor zannediyordum hatta uzun br süre düşünmüştüm niye bizimle başka dil konuşuyorlar ki diye
Küçükken evimiz tamamen denize bakiyordu. o zamanlar bulasik makinesindeki bulasiklarin bir boruyla denize gidip orada yikanip geri geldigini saniyordum... hala kendime inanamıyorum
küçükken pazarcıların hep orda oldugunu sanırdım bir gün pazarların kuruldugu yere gittigimizde pazarı göremeyince babama “BABA PAZARI YIKMIŞLAR “ derdim😅
Küçükken ailem dizi izlerken bende onlarla beraber izliyodum. Dizilerdeki insanlar evde sadece oturuyodu hiç ayaklarını uzatmıyolardı , bende evde ayaklarını uzatarak oturan tek aile bizim aile zannediyodum. Bikere babama gidip baba sen neden düzgün oturmuyosun demiştim.
Çocukken dönünce başım dönüyordu (herkes gibi) ve eşyalar yer değiştiriyor gibi oluyordu. Bende depremleri herkes aynı ayna dönünce oluyor zannediyordum. Bunun gerçek olmadığına inanmayı 2 sene önce başardım...
kucukken bazi insanlarin, telefonlarimizi tabletlerimizi falan kocaman bir ekran uzerinden yonettiklerini ve telefon kastigi zaman bu insanlarin kaytardiklarini, uyukladiklarini veya o kocaman ekranlari uzerinde aksaklik ciktigini sanardim. sonra kendi kendime onlara kufur ederdim.
"Lise. ..Öğrencisiyim .12'ye Gidiyorum.Aileme Yük Olmak İstemiyorum.. TRvid'dan Harçlık Çıkartmak İstiyorum Bu Kadar İnsandan 10-15 Kişi. Bile Görüp Takib Etse Çok İyi Olur..Şimdiden .Çok .,Teşekkür .Ederim Ve Bunu, Sürekli. Belirtiyorum Samimi. ,Kalın En İyi Dostunuz Kendinizsiniz. Kendinize İyi Bakın. 🥺"
Annem bana ölümü doğru anlatmamıştı ve başka bir yere gittiklerini söylemişti, bende annem dediği için ve küçük olduğun için inanmıştım. İşin kötü tarafı; ben 8 yaşına kadar anneannem Adana'da sanmıştım.
Bide aranızda ciddi ciddi WoT gelmeyi düşünen varsa şimdiden söyleyim 1-Oyun için ciddi bir araştırma yapında gelin mekaniklerini iyice öğrenin 2-Çok gerçekçilik beklemeyin WoT gerçekçiliği hiçbir zaman ana mekaniği olarak görmedi kendine has mekanikleri var 3-Kendinizi ölümsüz sanmayın sizde tank olabilir ama karşınıza vandallı bir jett veya M4'lü bir counter terörist gelmeyecek 4-Araştırmacı olun devlet herşeyi önünüze sermeyecek
Yani WoT hakkında pek yeni başlayanlara uygun bir bilgi vermedi ama doğru anlatım şekli iyi gerçi ısrarla seviye 5 ve seviye 6 yerine ingilizce söylemesi garip bide tank isimlerini bi tuhaf okudu
Burdan eski yakın arkadaşıma sesleniyorum parçayı çok seviyordu izlemeye devam et knk onu seviyodun bırakmadın ama seni deli gibi seven beni direk bıraktın..
Küçükken arabaların hızlı kullanıldıklarında yorulduklarını düşünüp , yoldan hızlı geçen arabalara "Yazık ne kadar yoruluyorlardır." diyip üzülüyordum.